UZMANIMIZA
WHATSAPP’TAN ULAŞIN

İLETİŞİM FORMUNU
DOLDURUN

UZMANIMIZLA
İLETİŞİME GEÇİN

Web sitemizdeki deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanmaktayız.

Savaşın Gölgesinde İklim Konferansı COP27

 

Linked

Ali Gülseren

-

Profili görüntüle

SAVAŞIN GÖLGESİNDE İKLİM KONFERANSI COP27

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı ya da yaygın olarak kullanılan adıyla Taraflar Konferansı (Conference of the Parties) COP27, küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma ana gündemleriyle Mısır'nın Şarm El-Şeyh şehrinde 6-18 Kasım 2022 tarihleri arasında 194 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildi. Organizasyonun ana hedefi; karbon emisyonları azaltmak, ülkelerin iklim değişikliğinin etkileriyle baş etmesine yardımcı olmak ve gelişmekte olan ülkelere bu zorluklarla mücadele etmeleri için destek sağlamaktır.

COP süreci beşinci kez Afrika’da düzenlenmiştir. İklim değişikliğinden en çok etkilenen bölge olan Afrika, COP27 sürecinden en çok beklentisi olan bölge olarak öne çıkan bir bölgedir. Nitekim COP27 başlamadan önce Mısır Çevre Bakanı Yasmine Fuad bölgedeki meslektaşlarına çağrı yaparak Afrika’nın sürece gerekli önemi vermesi gerektiğini belirtmiş, toplu katılım çağrısı yapmıştır.

COP 27’nin Gündem Maddeleri

Bu seneki COP27’nin gündemi; (1) Azaltım, (2) Uyum, (3) Finans ve (4) Kayıp ve Hasar olmak üzere dört ana başlıkta gerçekleştirilmiştir.

COP27’nin ana gündem maddelerinden birisi olan azaltım, mevcut durumdaki hedef olan 1,5 dereceyi korumaya yönelik atılan adımlarla devam etti. Hedefe gidilen yolda tavırlar net olsa da sonuç aynı şekilde gerçekleşmemektedir. Nitekim COP27 ve öncesine de bakıldığı zaman taahhütler geçerliliğini korumakta fakat yürürlüğün zayıf olduğu görülmektedir.

AB’nin azaltım konusundaki tavrı COP27’de de oldukça net olarak ortaya konmuştur. Sürecin aynı düzlemde ilerlemesi gerektiğini savunan AB, gelecek politikalarında daha net bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirtmiştir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol COP27’de yapmış olduğu konuşmada ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesi durumunda küresel ısınmanın 1,7 derecede kalabileceğini ifade etmiştir. Bahsi geçen sıcaklık geçen yıl gerçekleşen COP26 serüveninde 1,8 derece olarak belirlenmiş, ancak aradaki fark olan 0,1 derecelik gelişim elbette ki yetersiz kalmıştır.

COP27’de ülkemiz adına en önemli gelişme ülkemizin güncel Ulusal Katkı Beyanını (NDC) açıklaması olmuştur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamalarına göre Türkiy’nin emisyonlarda zirveyi 2038 yılında görmesi, ardından emisyonların düşüşe geçmesiyle 2053 yılında net sıfır hedefine ulaşması planlanmaktadır.

Kaynak: İklim Haber
2030 yılı için hedef emisyon değeri ise Normal Durum (Business As Usual-BAU) senaryosuna göre %41 artıştan azaltıma işaret etmektedir. Bu hedef bir önceki NDC döneminde %21 artıştan azaltım şeklinde belirlenmiştir.

Sürdürülebilir Finans Önceliği

COP27’de bulunan ülkelerin kabul ettiği ve nihai karar metninde de vurgulandığı gibi düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş için yıllık ihtiyaç duyulan yatırım miktarı 4 ila 6 trilyon dolar arasında hesaplanmaktadır. Bu rakamın yetersizliği COP27’nin ana gündem maddelerinden birsi olarak geniş kapsamlı şekilde ele alınmıştır.

COVID-19 pandemi sürecinde yaşanan ekonomik krizler, krizler sonucunda son dönemde yükselen faizler, durağanlaşan küresel ekonomi, Ukrayna – Rusya savaşı sebebiyle yaşanan enerji talep sorunları, bahsi geçen savaş sebebiyle gıda kıtlığı ve bu sebeple gelişen yüksek gıda fiyatları ve artan enflasyon oranları gıda fiyatları gelişen ve gelişmekte olan ülkeleri derinden sarsmaktadır. Bu noktada Çok Taraflı Kalkınma Bankaları’nın (MDB) reformu konusu, taraf olan tüm ülkelerin onayıyla nihai metinde ilk kez yerini almış, talepler şu şekilde kaleme alınmıştır:
• İklim finansman miktarı artırılmalıdır.
• Fonlama maliyeti düşürülmelidir.
• İhtiyaca uygun daha geniş bir enstrüman havuzu yaratılmalıdır.
• Ülkelerin hali hazırda yüksek olan borç durumu gözetilmelidir.

Finansman açığının ivedilikle kapatılması için ABD İklim Elçisi John Kerry yaptığı açıklamada, karbon kredileri üzerinden özel sektör finansmanının gelişen ülkelere yönlendirilebileceğini, bu alandaki plan önerilerini önümüzdeki yıl açıklayacaklarını söyledi.

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ise iklim finansmanının gelişen ülkelere yönlendirilmesi için gelişen ülkelerdeki yenilenebilir enerji projelerini konsolide edip paketleyerek (pooling) uluslararası yatırımcılara açmak üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Yenilenebilir enerji yatırımlarına dikkat çekilen finans gününde Avrupa Komisyonu yenilenebilir enerji projelerine izin verilmesini basitleştirmek ve hızlandırmak için “Acil Durum Tüzüğü” hazırlığına başladığını duyurdu. Bununla birlikte Avrupa Birliği yeşil enerji yatırımları için bir banka kurmayı planlamaktadır.

Finans gününde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve Akdeniz Birliği, Avrupa Birliği’nin güney komşuluğunda sürdürülebilir ‘mavi ekonomi’nin gelişimini desteklemeyi amaçlayan Mavi Akdeniz Ortaklığı’nın kurulduğunu duyurdu. Ortaklık, reformları desteklemek, bağışçı fonlarını çekmek ve başta Mısır, Ürdün ve Fas'taki projeler için kamu ve özel finansmanı harekete geçirmek için uluslararası bağışçıları, ülkeleri ve ilgili kurumları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Kayıp ve Hasar Teması ve Afrika COP’u

COP27’nin bu seneki teması sürdürülebilir finans ile bağlantılı olarak kayıp ve hasar başlığı olarak belirlenmiştir. Özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan Afrika ülkelerinin durumunun hiç iyi olmadığı gözlenmiş, bu sebeple COP27’ye Afrika COP’u adı verilmiştir.

Bu doğrultuda, kayıp ve hasar noktasında gerekli adımların atılması adına iklim değişikliğinden zarar gören yoksul ülkelere yardım etmek amacıyla bir fon oluşturulmuştur. Fon, yoksul ülkelere yardımı hedeflerken, fon anlaşmasında iklim değişikliğine sebep olan emisyonlarla mücadele çabalarını artırmaya yönelik ciddi bir eğilim olmadığı görülmektedir. Fonun iç açıklaması COP28’in gündem maddesi olacaktır.

İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her noktada hissettiğimiz günümüzde bu değişikliğe sebep olan ana unsur fosil yakıtlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada yürürlükte olan ve ülkemizin de taraf olduğu Paris İklim Anlaşması’nda ülkelerin verdiği taahhütler geçerliliğini korumaktadır.

COP27 Liderler Oturumunda ülke liderleri, kayıp ve hasarı önlemek adına çok net mesajlar vermiştir. Liderler yeşil yatırımların teşvik edilmesi ve sürecin hızlanması konusunda açıklamalarda bulunmuştur. Bu noktada gerekli mevzuat ve devlet mekanizmalarında yapısal dönüşümlere hız verileceği açıklanmıştır. Konferansta liderler “greenwashing” (Yeşil Yıkama/Aklama) konusunda eleştirileri kabul ettikleri gibi gerekli adımlarında atılacağını belirtmiştir.

COP27’de, iklim politikaları ve yeşil dönüşüme olan inanç, bir diğer önemli husus olarak ortaya çıkmıştır. Ukrayna – Rusya savaşı sebebiyle yaşanan enerji krizi bu durumu değiştirmeyecektir. Konu ile ilgili AB Komisyonu Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan sorumlu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans yaptığı açıklamada, AB’nin 2030 yılı itibarıyla %55 emisyon azaltım hedefini %57 olarak güncellemeye hazır olduklarını ifade etmiştir. Bununla birlikte ABD Başkanı Joe Biden’da “İyi iklim politikası, iyi ekonomi politikasıdır.” açıklamasında bulunmuştur.

Sonuç ve Değerlendirme

Sonuç olarak; COP27 süreci beklentilerin altında kalarak tamamlanmış, Mısır’ın ev sahipliğinde gerçekleşen organizasyondaki eksikliler de dikkat çekmiştir. Konuşmacıların isimliklerinin elle yazılması, konuşma yapılan alanın üstünden uçak geçmesi sonucu konuşmacının sözünü kesmesi, yayınların belirlenen saatlerde başlamaması gibi hususlar göze çarpmıştır.

Emisyon azaltımı konusunda bir sürprize imza atan ülkemiz, emisyon artışına devam ettikten sonra bir azaltım yapmayı beyan etmiştir. Bu açıklama ulusal ve uluslararası STK’ların beklentilerini karşılaamaktan uzak kalmıştır.

COP27’nin Ukrayna – Rusya savaşının gölgesinde gerçekleştiği, yapılan açıklamalardan ve verilen taahhütlerden net bir şekilde belli olmuştur. Gelecek adına her noktada çözüm arayan ülkelerin COP27 sürecinde istenilen performansı sergileyememesi, gelecek yıl BAE’de gerçekleşecek COP28 öncesi kaygı verici olarak değerlendirilmektedir.

Linked

Ali Gülseren

-

Profili görüntüle