DANIŞMANLARIMIZA ULAŞIN

WHATSAPP'TAN ULAŞIN

TELEFON İLE ULAŞIN

E-MAIL İLE ULAŞIN

Duygusal Dayanıklılık (Resilience)

Duygusal Dayanıklılık (Resilience) Nedir?

Duygusal dayanıklılık dediğimiz kavram hem bireyler hem de kurumlar için geçerli olan bir kavramı ifade etmektedir. Sıradan yaşam problemleriyle başa çıkabilme veya stresli bir ortamda baskı altında sakince hareket edebilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Duygusal dayanıklılığı yüksek olan kişiler, olumlu bir tutum ve sakin bir yaklaşımla stresle daha başarılı bir şekilde başa çıkarlar. Duygusal dayanıklılık genellikle bir karakter özelliği olarak kabul edilse de araştırmalar bu yeteneğin daha sonra geliştirilebileceğini göstermektedir.

Duygusal dayanıklık anlamında günlük yaşantımızda karşımıza çıkan veya yaşadığımız birçok olayı örnek gösterebiliriz. Örneğin stres yaşadığınız durumlarda bütün gün uyumak, çok yemek yemek veya kendinizi dış dünyadan izole etmek isteyebilirsiniz. Duygusal dayanıklılığın ilk adımı, şifa aramak ve değişimi kabul etmeyi öğrenmektir. Duygusal olarak esnek olan insanlar, stresli durumlarda bunalmış hissedebilirler. Ancak bu durumlarla daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmanın yollarını bulabilecek kadar sakin bir yapıya da sahiptirler. Esnekliğe ulaşmanın ilk ve en önemli adımı zihniyetten geçmektedir. Zihnin bedeni olumlu ya da olumsuz etkileme gücü bulunmaktadır. Olumsuz duygular, baş ağrısı gibi fiziksel acıya neden olabilir. Olumlu bir bakış açısı, stresli durumlarla daha kolay başa çıkmanıza yardımcı olacaktır.

Duygusal dayanıklılık kapsamında ortaya atılan birçok görüş bulunmaktadır. Duygusal dayanıklılığa ilişkin ortaya atılan en yaygın görüşlerden biri, duygusal dayanıklılığa ilişkin olarak kazanılan iyimserlik olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte, duygusal dayanıklılık sanıldığı kadar iyimser değildir. Son küresel salgın gibi kendini göstermiş olan aşırı durumlarda çok iyimser düşünmek kötü bir sonuca bile yol açabilmektedir. Başa çıkma, iyimserliği değil, gerçeği kabul etmekle başlar. İyimserlik kötü değildir ama en önemlisi umudunu kaybetmemek olduğunu savunan bu görüşü açıklayabiliriz.

Duygusal Dayanıklılık Neden Önemlidir?

Duygusal dayanıklılık kişinin kendisine olan değeri ve genel anlamda yaşadığı hayatı açısından birçok alanda farklı farklı kendini göstermekte ve bu kapsamda da büyük bir önem taşımaktadır. Bu doğrultuda dayanıklılığın önemli bir parçalarından biri, kişinin zihniyeti ve nasıl düşündüğüdür. Zihninizin vücudunuz üzerinde bazen olumlu veya diğer zamanlar olumsuz bir etkiye olmaktadır. Buna zihin-beden bağlantısı adı verilmekte olup kişinin kendisiyle olan ağında bir temel kilit taşıdır. Örneğin kaygı ve stres gibi olumsuz duygular; kas gerginliğine ve baş ağrısına neden olmaktadır. Olumlu bir bakış açısı, acı veya stresle daha az umutlu birine göre daha iyi başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Duygusal Dayanıklılığı Nasıl İnşa Edebilirsiniz?

Duygusal dayanıklılığı inşa edebilmek için bu bağlamda sahip olunması gereken özelliklerin bilinmesi gerekmektedir. Duygusal dayanıklılığa sahip olmayı başarmış ve bu şekilde davranışlarını gerçekleştiren insanlar bazı temel şekillerde davranış gösterirler. Bu davranış şekillerini ve duygusal dayanıklılığın temel elementlerini şekildeki gibi sıralayabiliriz:
• Duygusal dayanıklılığın ilk elementi izolasyondan çıkarak gerçeği kabullenmekten geçmektedir. Duygusal dayanıklılık hakkında yazanların çoğu iyimserliğin önde olduğu görüşündedir. Ancak bu diğer görüşlerce yanıltıcı olarak savunulmaktadır. İyimserlik bazı durumlarda yardımcı olurken, genellikle sorunları görmezden gelmeye, ertelemeye, karşılanmayan beklentilere ve sorunu daha da kötüleştirmeye yol açar. Olumsuz durumlarda, ılımlı ve bazen ölçülü bir karamsarlıkla, en iyi dileklerimiz gerçekleşmediğinde, olası B hatta C planlarını bulmak daha akıllıca bir seçenek olacaktır. İyimserlik ve inkarcılığın bütün sorunları çözmesi beklenemezdir.
• Bir diğer duygusal dayanıklılık çözümü ise hatalardan ders çıkarmaktır. Bir bakıma, gerçekleri görmek ve ders almak yakından ilişkili olan kavramlardır. Pek çok insan olumsuz bir durumla karşılaştığında kurban zihniyetini kullanır ve bu neden benim başıma geldi? veya "Neden ben?" bir kısır döngü içinde sıkışıp kalır. Bununla birlikte, duygusal dayanıklılığı yüksek olan insanlar, zorluk ve meşakkatli yolculukları sırasında yeni beceriler kazanır ve potansiyellerinin bilmedikleri yönlerini keşfederler. Böylece hem bugünle hem de gelecekle kurdukları sağlam köprü, önlerindeki engeller karşısında onlara güç ve yetkinlik vermekte olur.
• Duygusal dayanıklılık kapsamında önemli olan şeylerden bir diğeri de hayatta bir anlam bulmak ve benimsenen bu anlama göre hayatı şekillendirmektir. Fakat evet, hayatı anlamlandırmak kolay gözüktüğü kadar kolay bir iş değildir. Değerler hayata anlam katar, kararlar için bir pusuladır ve mücadele etme gücü verir.
• Kişinin olumlu düşüncelere sahip olması, bu şekilde bir tutum benimsemesi ve disiplin tutturması duygusal dayanıklılığa sahip olması kapsamında yapılacak önemli şeylerden biridir. Duygusal dayanıklılığın temel dayanağı olumlu bir tutumdur. En zor ve umutsuz durumlarda bile, olumlu bir tavır sergileyen insanlar "şimdi ne iyi?" sorusunu sormakla başlamaktadır. Bu söz, toplum içinde kötü bir hayatı olanlara verilen "olduğun şeye şükret" tesellisinin ötesine geçen bir yaklaşımdır. Olumlu bir tutum, bir anlamda, zaten var olanla yeni bir şey üretme yeteneğidir. İnsanlar genellikle olumsuzluklar karşısında çaresiz hissederler ve olanlara tutunurlar. Bu durumdaki kişiler hiçbir işe yaramayan ve sorunun çözümüne katkı sağlamayan bir kısır döngüye saplanmış durumdalardır, "... olmasaydı, şansızlık... beni buldu..., bulsaydım" gibi söylemler buna örnek verilebilir. Ama en zor durumda bile kişinin sorunu çözecek kaynakları vardır. Olumlu bir tutum, zihinsel ve duygusal enerjinizi geçmişte olana değil, olacak olana yönlendirmenizi sağlar.

Bu inşa yöntemlerinin yanı sıra değinilmesi gereken birkaç konu daha bulunmaktadır. Bazen duygusal dayanıksızlığın sebebi kişisel tutumlar, çevre vb. olabildiği gibi kişinin yaşı, ailesi gibi değiştiremediği ve yaşamak zorunda olduğu durumlardan da kaynaklanabilmektedir. Örneğin gençlerde duygusal dayanıklılık bu konuda büyük önem taşımaktadır. Çocukluktan itibaren koruyucu bir ailede büyümek, duygusal dayanıklılık ve öz-yeterlik gelişiminin önündeki en büyük engeldir. Ailenin kaderine değil de; aile hayatına katılma, ödev yapma, yaz tatillerinde çalışma, öğrenci kulüplerine katılma, STK'larda aktif olma, düzenli ve sportif faaliyetlere katılma fırsatları duygusal dayanıklılık geliştirmek için güzel fırsatlar olarak değerlendirilebilir. Bu tür faaliyetlere katılan gençler, işbirliği ve sorumluluk için iyi fırsatlara sahip olmaktadır.

İş Hayatında Duygusal Dayanıklılık

Kişilerin yalnızca sosyal, aile ve okul hayatlarında değil iş hayatlarındaki dayanıklılığı da hayatlarında huzurlu bir düzene sahip olabilmeleri için önemli bir durum niteliğindedir. İş hayatında kişinin duygusal dayanıklılık durumlarını açıklamak, detaylandırmak ve bu durumda yapılacak şeyleri sıralamak açısından yaşanabilecek olaylara örnekler verebiliriz. Örneğin iş hayatında bir hayli fazla olan rekabet ortamlarında nasıl tepki verdiğiniz duygusal dayanıklılığınızı ölçmeniz açısından iyi bir fırsattır. Terfi beklediğiniz bir işte eğer başka bir iş arkadaşının söz konusu işi aldığı durumda eğer tepkiniz hayal kırıklığı sonucunda kızgınlık, saygısızca sorgulama ve benzeri türde tepkilerse iş hayatında duygusal bir dayanıklılığa sahip olmadığınızı söyleyebiliriz. Fakat eğer tepkiniz yanlış veya eksik yaptığınız şeyleri araştırmak, yöneticinizle sağlıklı bir iletişim kurmak ve diğer iş arkadaşınızı suçlamamak gibi davranış biçimleri ise duygusal dayanıklılığa sahip bir birey olduğunuzu söylemek gayet mümkündür.

İş hayatında daha resmi ve günlük yaşantıdan daha farklı bir ortamda faaliyet gösterilir. Dolayısıyla özellikle bu yerlerde konuşulan şeylere ve verilen tepkilere dikkat etmek büyük önem taşımaktadır.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makalelerimiz

İş Hukuku

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

Hibrit Çalışma

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

C2 Yetki Belgesi

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

Etkileşimli Reklamcılık

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız