Karbon Ayak İzi Nedir?
Karbon Ayak İzi Nedir?
Karbon ayak izi, teknoloji çağının getirdiği yenilik ve ihtiyaçlarla önceki yıllara oranla hızla artan enerji tüketimi, beraberinde yenilenemez enerji kaynaklarının aşırı tüketimi problemini de meydana getirmiştir. CO2 ayak izi önceki yıllara göre enerji tüketiminde birincil enerji kaynaklarının kullanım oranının %40 arttığı, 2017’de açıklanan verilere göre yenilenemez fosil kaynaklarının tüketiminin ise %85 oranında yükseldiği görülmüştür. Bu fosil kaynaklarının kullanımı iklim değişikliğine sebep olup sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde değiştirdiği görülürken, ana etkenin insan olması akıllara bunun nasıl engellenebileceği sorusunu getirmektedir.Karbon ayak izi bir diğer adıyla biyolojik ayak izi, üretilen sera gazı miktarının karbondioksit cinsinden birey başına düşen zararlı enerji kullanım ölçüsüdür. Küresel ısınmanın birincil sorumlusu olan karbon ayak izi, birincil (doğrudan) ve ikincil (dolaylı) ayak izi olarak ikiye ayrılıp üretilen sera gazı miktarı bakımından insan faaliyetlerini sınıflandırmaktadır. Birincil karbon ayak izi, genellikle evsel enerji tüketimi ve araba, uçak gibi yakıt ihtiyacını doğrudan CO2 salınımı yapan fosil yakıtlarından karşılayan ulaşım araçları dahil olmak üzere bireyin fosil yakıtlarının kullanımının ölçüsüdür. İkincil karbon ayak izi ise insanların günlük yaşantısında kullandığı ürünlerin üretimi, nakliyesi ve doğada çözünmesine kadar geçen süre boyunca açığa çıkan sera gazlarının CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Karbon Ayak İzi Nasıl Hesaplanır?
Bireyin, ülkenin, bir kurumun veya bir kuruluşun faaliyetleri sonucunda atmosfere saldığı sera gazlarının toplamının karbondioksit cinsinden karşılığına karbon ayak izi denilmektedir. Karbon ayak izimiz gündelik yaşamımızda kullandığımız her şeyde vardır. Gıdalar, besinler, kozmetik ürünler, atıklar vb. pek çok şey karbon ayak izini oluşturur. Karbon ayak izimizi hesaplamadan önce hayatımızda kullandığımız bütün ısınma, ulaşım, elektrik tüketimi, tüketilen besin türleri ve miktar değerlerimizi sınıflandırıp ilişkili ölçü birimleriyle yıllık tüketimimizi hesaplamamız gerekmektedir. Buna göre çıkan değerlerdeki CO2 miktarları hesaplanıp, kilogram cinsinden yıllık karbondioksit miktarı hesaplanır. Karbondioksit ayak izimiz bize ne kadarlık bir biyokapasiteye ihtiyacımız olduğunun cevabını da verir. Karbon izininin, kişi başına düşen biyokapasitenin kişi başına düşen ekolojik ayak izinden fazla olması beklenir. Kişi başına düşen karbon ayak izi yaklaşık 4 tona tekabül etmektedir. 2017 verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen sera gazı salınımı ortalaması ise 6.3 ton CO2’dir.Karbon Ayak İzini Arttıran Faktörler Nelerdir?
Karbon ayak izi üretim ve tüketim alışkanlıklarının doğrultusunda azalma ve artmalar yaşamaktadır.Karbon Ayak İzini Artıran Toplumsal Faktörler Arasında;
- Sanayileşme Süreci
- Kentleşme Süreci
- Dengesiz Nüfus Artışı
- Kontrolsüz Atıklar
- Atık Oranındaki Artışa Rağmen Geri Dönüşümün Aynı Oranda Yapılamaması
- Çevre Kirliliğinin Artışı
- Fosil Yakıtların Tüketimi
- Yenilenebilir Enerji Kullanımının Az Olması
- Doğal Kaynakların Tüketimi
- Teknolojinin Çok Hızlı Gelişimi ve Planlı Eskitme
Karbon Ayak İzini Artıran Bireysel Faktörler - Şahsi Araç Kullanımı, Araçların Karbon Salınımı
- Evlerde Kullanılan Yakıt Oranı
- Evlerde Kullanılan Elektrik Oranı ve Ev Aletleri
- Turizm ve Yolculuklar
- Besinler ve İçecekler
- Yeşil Alanların Korunamaması ve Çevre Kirliliği
Et Tüketiminin Karbon Ayak İzine Katkısı Nedir?
Dünya nüfusunun son yıllardaki hızlı artışı ve bununla birlikte gelişen aşırı tüketim, başta hayvan odaklı besinler olmak üzere tükettiğimiz besin kaynaklarının gereğinden fazla üretimine sebep olmaktadır. Bu nedenle küresel ayak izimizin ne olduğunu sorduğumuz da günlük hayatımızda yediğimiz, kullandığımız her şeyin küresel ısınma üzerinde bir etkisi bulunmaktadır. Bu yöndeki araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde %15’inin kaynağının hayvan yetiştiriciliği olduğuna işaret ediyor. Özellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine değinen araştırmalar, hayvanların gaz çıkarması ve dışkılarının yüksek miktarda CO2 salınımına sebep olduğunu ortaya koymaktadır. Hayvanlarda sindirim sonucu atmosfere verilen metan gazı ve gübre üretiminin karbondioksit emisyonunun hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksek olduğu görülmektedir.Hayvan ürünlerine olan talebin azalması üretime de etki edeceğinden et tüketiminin azaltılması ve toprak mahsulü besinlere yönelmek karbon ayak izini azaltmaya büyük ölçüde yardımcı olacaktır.
Karbon Ayak İzini Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?
Günlük hayatta etkisinin küçük olacağını düşündüğünüz çoğu değişiklik karbon ayak izi azaltmada şaşırtıcı derecede katkı sağlayabilir. Karbon ayak izini küçültmek için, Ulaşım, alışveriş, enerji tüketimi alışkanlıklarınızda yapacağınız birkaç değişiklikle karbon salınımınızı büyük ölçüde azaltabilirsiniz.Ulaşım açısından yapabileceğiniz en basit değişikliklerden biri yürüyebileceğiniz mesafelerde araba kullanmamaktır. Araba kullanmak yerine yürüyebilir veya bisiklet, toplu taşıma gibi araçları seçerek doğaya katkıda bulunabilir, ek olarak kişisel sağlığınızı da koruyabilirsiniz. Bireysel araçları kullanmanız gereken durumlarda bir kişi yerine birden fazla kişinin seyahat etmesi de karbon salınımınızı azaltıp enerji tüketiminizi minimum oranda destekleyecektir. Karbon ayak izini en çok artıran ulaşım aracı olan uçakla yolculuklarınızı azaltmak, elektrikli ya da hibrit araç kullanmak karbon ayak izinizi azaltmada sayılabilecek yararlı değişikliklerdendir.
İçeride yapabileceğiniz değişiklikler de oldukça önemlidir. Ev içerisinde enerji verimliliğine dikkat edip gereksiz cihaz kullanımını bırakarak, tasarruflu ampuller seçerek ve dolmadığı sürece çamaşır ve bulaşık makinelerini kullanmayarak elektrik ve su tasarrufu yapabilirsiniz.
Beslenme alışkanlıklarınızı iyileştirmek doğaya sandığınızdan çok daha büyük katkılar sağlayabilir. Et ürünleriyle beslenmenizi azaltıp, işlenmiş gıdalardan yağ ve şeker gibi ürünlerin tüketimini düşürmek oldukça yararlı olacaktır. Gıda endüstrisinin küresel karbon salınımının yüzde 30 gibi bir kısmından sorumlu olduğu düşünülürse beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız ufak değişikliklerin nihayetinde doğaya oldukça yararı dokunacaktır.
Kurumsal Karbon Ayak İzi Nasıl Hesaplanır?
Dünyanın globalleşmesiyle birlikte gittikçe artan sanayileşme, insanlığa birçok konuda yarar sağlarken dikkat edilmediği takdirde doğaya da eşit derecede zarar vermektedir. Bu hızlı gelişen sanayileşmeden kaynaklanan sera gazları küresel ısınmaya bireysel karbon ayak izinden çok daha fazla karbon salınımına sebep olmaktadır. Ülkeler karbon ayak izini azaltmak için, artık düşük karbonlu ekonomiye geçişi bir gereklilik olarak görmekte ve kurumsal karbon ayak izini azaltmada kurumlara önemli destekler sağlamaya başlamıştır. Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülke firmaları kurumsal karbon ayak izini hesaplamaları için teşvik etmektedir. Buna bağlı olarak kurumların sera gazı emisyonunu hesaplanmasında izlenen birtakım protokoller bulunmaktadır. Ürün karbon ayak izi hesaplamasında kullanılan PAS 2050 standardı, kurumların karbon ayak izi hesaplamasında kullanılan ISO 14064 standardı bunların en çok tercih edilenleridir. Avrupa’nın öncülük ettiği çalışmalardan AB Yeşil Mutabakat eylem planına göre doğa kaynaklarının aşırı kullanımının engellenmesi ve küresel ısınma kapsamında iklim krizine neden olabilecek salınımların olabildiğince azaltılması hedef alınmaktadır.2020’de yapılan Yeşil Mutabakat çağrısı kapsamında 2050 yılına kadar Avrupa kıtasında bireylerin ve kurumların karbon ayak izi düşürülüp, iklimi nötr hale getirmek amaçlanmaktadır.
Kişisel Karbon Ayak İzi Nasıl Hesaplanır?
Dünyada artan gelişmelerle birlikte bireylerin kişisel karbon salınımı da artış yaşamakta. Kişisel karbon ayak izini hesaplamak bu doğrultuda önem arz etmektedir. Karbon ayak izinizi öğrenebilmek için hesaplama yapabilirsiniz. Karbon ayak izinizi öğrenmek için uygulayabileceğiniz formül, Karbon Ayak İzi= Yakıt Tüketimi x Emisyon Faktörü ’dür.Dijital Karbon Ayak İzi Nedir?
Çoğu insan, internet dünyasındaki olayların günlük yaşantıya etki etmeyen başka bir dünya olduğunu düşünür fakat gerçek bundan epey farklıdır. Dijital dünyada yaptığımız bilgi alışverişleri ve çevrimiçi aktivitelerimiz anlık işlemlerin kolaylığı ve yoğunluğu dolayısıyla inanılmaz bir karbondioksit emisyonuna sebep olmaktadır. Çeşitli araştırmaların ortaya çıkardığı sonuçlara göre yüzde 2.3 – 3.7 kadar karbondioksit emisyonuna sebep olan dijital karbon ayak izinin dünyadaki bütün havacılık sektörünün sebep olduğu karbondioksit emisyonuna eşit olduğu görülmüştür. Her yıl yüzde 9 oranında artan dijital karbon ayak izine göre, internet yıllık olarak 1.6 milyar ton sera gazı emisyonuna sebep olmaktadır. Veri merkezlerinde toplanan mesaj, e-posta ve kişisel verilerin azaltılması bu veri merkezlerine sağlanan elektrik ihtiyacını azaltacak ve fosil yakıtlar aracılığıyla üretilen bu elektriğin küresel krizlere katkısını engelleyecektir.Okuduğumuz veya spam durumundaki e-postaları silmek, kullanmadığımız eski hesapları inaktif konuma getirmek, sitelerin aboneliklerinden çıkmak gibi büyük bir grup insanın yapacağı küçük değişiklikler doğayı korumamızda büyük katkı sağlayacak, dijital karbon ayak izimizi de minimum düzeye getirmemize yardımcı olacaktır.
Ekolojik Ayak İzi Nedir?
Ekolojik ayak izi birey ve gezegen arasındaki arz-talep dengesi olarak tanımlanabilmektedir. Ekolojik ayak izi sayesinde gezegenin üzerindeki etkimizi ölçebiliriz. Bu tüketim ve ölçüm sürecini “Ekolojik Ayak İzi” olarak adlandırabiliriz. Ekolojik ayak izimiz bizim dünya kaynaklarını ne kadar tükettiğimizi, biyolojik çeşitliliği, gezegeni nasıl etkilediğimiz konusunda belirleyicidir. Kullanabileceğimiz kaynaklar biyolojik kapasite olarak adlandırılırken, halihazırda kullanıyor olduğumuz kaynaklara ekolojik ayak izi denilmektedir.Ekolojik Ayak İzi Nasıl Hesaplanır?
Ekolojik ayak izi hesaplanırken bireylerin talepleri ve kaynaklar açısından karşılanabilirlik oranına göre hesaplanmaktadır. Birey, toplum, şehir, ülke, ayrı ayrı ve bütün olarak hesaplanabilmektedir. Tüm bu ihtiyaçlar, birey ve toplum kullanımı doğrultusunda ortaya çıkan karbon emisyonu ölçülmektedir.İkincil Karbon Ayak İzi Nedir?
İkincil karbon ayak izi en başta plastik olmak üzere, ürünlerin imalat süreçlerinden itibaren, tüketim, geri dönüşüm süreçlerine kadar olan tüm aşamalarda atmosfere salınan CO2 miktarının ölçüsünün hesaplanmasıdır.Yeşil Ayak İzi Nedir?
Yeşil ayak izi kavramı ise dünyada kullanılıyor olan yağmur suyu tüketimini ifade etmektedir. Yeşil ayak izi, buharlaşma ve yağış miktarlarının doğrultusunda günlük hayatınızda tüketiyor olduğunuz su miktarının yüzde kaç oranında yağmur suyu kaynaklı olduğunu ifade etmektedir.Yeşil Mutabakat Nedir, Amacı Nedir?
Yeşil Mutabakat, doğaya ait kaynakların dengeli bir şekilde kullanılması, iklim krizine neden olan faktörlerin minimuma indirilmesini amaçlayan ve bu doğrultuda çevre kirliliğini azaltma politikasını izleyen Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan bir eylem planıdır. Yeşil mutabakat eylem planını kapsayan yöntemler ve hedefler şunlardır:● Çevre kirliliğinin yok edilmesi,
● Çevreye ve doğaya zararı bulunmayan üretim döngüleri sayesinde sürdürülebilir sanayi ortamı oluşturulması,
● Kolayca zarar görebilen ekosistemi koruyacak faktörlerle biyoçeşitlilik faaliyetleri oluşturmak,
● Sürdürülebilir ulaşım araçlarına imkan tanımak,
● Daha temiz, yeşili koruyabilecek ve doğa dostu inşaat sektörleri ile inşaat ve renovasyon çalışmalarına ortam hazırlamak,
● Sürdürülebilir sanayi sayesinde çevreye ve doğaya zararsız üretim döngülerinin oluşumunu sağlamak,
● Karbon emisyonlarının sıfıra indirilmesini sağlamak,
● Enerji sektörünü ve enerji faaliyetlerini karbondan arındırmak,
● Teknolojik gelişmelerde çevre dostu sermaye ve ürünlerin kullanılması,
● Üretim sektöründe ve üretim çalışmalarında sürdürülebilir yeniliklerin sağlanması,
● Doğal kaynak tüketimine karşı bağlılığın azaltılması ve sona erdirilmesi.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı Nedir?
Yeşil Mutabakat Eylem Planı, uluslararası ticaret ve ekonomide karşılaşmakta olduğumuz değişim ve dönüşümler karşısında Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir ve kaynak etkin bir ekonomiye geçişini desteklemek amaçlı yeşili korumak, doğaya önem vermek ve sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik oluşturulan bir eylem planıdır. Bu eylem planı doğrultusunda Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatta rekabet edebilirliği korumayı, geliştirmeyi ve Gümrük Birliği sayesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bütünleşmesinin derinleşmesine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.Bu bağlamda, yeşil ve döngüsel bir ekonomi, hem yatırımlar hem de büyüme stratejileri belirlenirken sera gazı emisyonlarının en aza indirilmesi ve enerji, kaynak verimliliğinin artırılmasının uygulamaya geçirilmesini gerektirmektedir. Bu plan sayesinde, yeşil ve döngüsel ekonomi hedeflerinin birlikte ele alınması ve bu kapsamda geliştirilecek faaliyetlerin hayata geçirilmesi büyük ölçüde önem taşımaktadır.
Yeşil mutabakat danışmanlığı şirketinize ne katar?
Yeşil Mutabakat; tekstil, otomotiv, kimya, inşaat gibi daha birçok sektörde faaliyet gösteren kamu ve özel sektör firmalarını derinlemesine etkileyecektir. AB’nin son kararları doğrultusunda, kendi pazarına girecek ürünlerin yeşil mutabakat eylem planı kapsamında olması beklenmektedir. Bu nedenle, yeşil mutabakat eylem planı kapsamında olmayan firmalar ihracat konusunda olumsuz etkilenecektir. Bundan dolayı şirketlerin ve firmaların Yeşil Mutabakat Danışmanlığı ile birlikte çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Yeşil Mutabakat Danışmanlığı’nın faydaları şu şekilde sıralanabilmektedir:● Şirketlerin faaliyet gösterdiği sektör ve diğer alanlarda yapılan değişim ve gelişmeleri yakından takip edebilmek,
● Ürün veya hizmet doğrultusunda ya da kurumsal ölçekte karbon ayak izini hesaplayabilmek,
● Karbon emisyon maliyetlerini hesaplayabilmek ve karbon düzenlemelerine daha verimli biçimde adapte olabilmek
● Yapılacak yeni proje ve yatırımların Yeşil Mutabakat’a uygun olmasının sağlanması,
● Mutabakatın amaçları doğrultusunda atıkları sürdürülebilir bir şekilde azaltabilmek ve etkin bir atık yönetim politikası oluşturabilir hale getirilmesi,
● Enerji üretiminde ve kullanımda temiz ve doğaya zararsız enerji kaynaklarının kullanımını ve verimliliğini öğrenmek,
● Ürün tasarımında sürdürülebilir ve doğaya zararsız yöntemlere geçiş yapabilmek,
● Avrupa Yeşil Mutabakat çağrısı gibi proje çağrıları için faydalı projeler hazırlayabilmek ve bu doğrultudaki teşviklerden yararlanabilmek.
Yeşil Mutabakat’ın Önemi Nedir?
Yeşil Mutabakat’ın önemini açıklamak gerekirse; yukarıda da bahsedildiği gibi, yeşil mutabakat sayesinde karbon emiliminin azaltılması, sera gazının en aza indirilmesi, çevrenin ve doğanın kullanılması ve sürdürülebilir kaynak kullanımının teşvik edilmesi söz konusudur. Bu açıdan bakıldığında şirketlerin, firmaların ve fabrikaların çevreye ve doğaya karşı zararları en aza indirilmiş olurken aynı zamanda AB pazarına girme imkanları da çoğalmaktadır. Netice itibariyle, Yeşil Mutabakat sayesinde Türkiye’de doğaya zarar veren birçok faaliyet ortadan kaldırılıp daha temiz ve yeşil bir çevre oluşturulurken aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa’ya yaptığı ya da yapacağı ihracatlara ortam hazırlanmaktadır.Bunun yanı sıra, gereksiz doğal kaynak kullanımı ve doğaya zararlı gazların kullanılması ileriki yıllarda çölleşme, kuraklık, susuzluk gibi birçok kötü koşula ortam hazırlayabilir ve bütün insanlığı tehlikeye atabilmektedir. Bu doğrultuda, Yeşil Mutabakat’ın ticaret amaçlı öneminin yanı sıra çevresel ve sürdürülebilir bir önemi de bulunmaktadır.
Yeşil Mutabakat İçin Neler Yapılmalıdır?
Daha önce de bahsedildiği gibi, şirketlerin Yeşil mutabakat Danışmanı ile çalışmaları kendilerinin ve çevrenin yararına olacaktır. Fakat; sadece şirketlerin ya da firmaların değil herkesin Yeşil Mutabakat adına uygulayabileceği birtakım şeyler bulunmaktadır.Örnek olarak, plastik vb. doğada kaybolması çok uzun yıllar süren atıkların kullanımının ortadan kaldırılması ve bunun yerine cam ya da bambu kullanımının arttırılması, plastik poşet yerine kumaş poşetlerin tercih edilmesi, özel araçların kullanımının azaltılması ve toplu taşıma araçlarının teşvik edilmesi, Karbon ve sera gazı kullanımının tamamen sona erdirilmesi, tüketimin azaltılması ve geri dönüştürülebilir ürünlerin tercih edilmesi bu plan kapsamında uygulanabilecek faaliyetlerden yalnızca birkaçıdır.