DANIŞMANLARIMIZA ULAŞIN

WHATSAPP'TAN ULAŞIN

TELEFON İLE ULAŞIN

E-MAIL İLE ULAŞIN

Mevzuat

Mevzuat Nedir?

Yasal işlemler aslında yasal normlar ve talimatlar içeren belirli belge türleri olan yasalardır. Devletler bu kurallara göre hareket eder. Devlet organları görevlerini de bu yönetmelik çerçevesinde yerine getirir. Yargı makamlarının hepsi kanunlara ilişkin karar verirler. Yani burada düzenli programlar bulunmaz. Hukuk sistemi de bu kararlara ilişkin olarak Türk hukuku kavramını sıralı bir şekilde açıklamaktadır. Bu hukuk sistemindeki sıralamaya göre yukarıdan aşağıya anayasa, kanun, kanun, düzen ve iletişim olarak ilerlenmektedir. Ülkemizin genel kurallarını ve işleyişini anlatan Anayasa, mevzuatların ilki olarak açıklanmaktadır. Daha sonra bu sıralamayı TBMM tarafından kabul edilen kanunlar, bakanlıkların bunlara dayalı tüzükleri, tüzükler ve kurumların faaliyetlerine ilişkin yönetmelikler mevzuatlar takip etmektedir.

TCK mevzuat nedir?

Kısaca TCK olarak adlandırılan Türk Ceza Kanunu, 29 Eylül 2004’te TBMM tarafından kabul edilmiş olan bir yasa olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yasa 29 Eylül 2004’te kabul edilmesinden sonra 12 Ekim 2004’te T.C. Resmî Gazete’de yayınlanmış olup 1 Haziran 2005’te yürürlük kazanmış ve geçerli olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun amacı kişinin hak ve özgürlüklerini koruyarak bununla birlikte kamu düzen ve güvenliğini, kamu sağlığını, çevreyi, toplum barışını ve kamu düzen ve güvenliliğini korumak ve suç işlenmesini önlemektir.

Bu amaç ve maddeler TCK’nin birinci bölümü olan temel ilkeler ve tanımlamalar kısmında yer alan ceza kanunun amacı isimli madde 1’de belirtilmektedir. TCK’nin birinci bölümündeki diğer maddeleri ve belirtilen yükümlülükler şekildeki gibi belirtilmiştir:

“Suçta ve cezada kanunilik ilkesi
Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi
Madde 3- (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.

Kanunun bağlayıcılığı
Madde 4- (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.
(2) (Mülga : 29/6/2005 – 5377/1 md.)

Özel kanunlarla ilişki
Madde 5- (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.

Tanımlar
Madde 6- (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
a) Vatandaş deyiminden; fiili işlediği sırada Türk vatandaşı olan kişi,
b) Çocuk deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler, adlî ve idarî mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar,2
e) Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi,
f) Silah deyiminden;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,
h) İtiyadi suçlu deyiminden; kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişi,
i) Suçu meslek edinen kişi deyiminden; kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi,
j) Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır.”

Belirtilen maddeler 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundan direkt olarak alınmıştır. Görüldüğü üzere kanunun temel ilke ve tanımlarında ceza sorumlulukları ve kişinin hakları açıklanmaktadır. Bu anlamda TCK toplumun düzenli ve saygılı bir şekilde yaşayabilmesi için bir takım kurallardan oluşan bir değerler bütünüdür.

HMK mevzuat nedir?

Kısaltılmış haliyle HMK adı verilen Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 12 Ocak 2011’de kabul edilmiş olan ve 1 Ekim 2011’de kesin olarak yürürlüğe girmiş olan 6100 sayılı bir kanun olarak karşımıza çıkmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, yani HMK mevzuatının Hukuk Mahkemeleri olarak geçen Asliye Hukuk Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi, İcra Hakimliği ve Aile Mahkemeleri tarafından yargılama usullerinin düzenlendiği görülmektedir. HMK mevzuatının ilk maddesinde de belirtildiği üzere HMK’nin görevi mahkemelerin kanun ile düzene koyulmasıdır. Bu şekilde görevle alakalı kurallar kamu düzenine tabi tutulmaktadır.

HMK’nin birinci bölümündeki diğer maddeler ve yükümlülükler şekildeki gibi belirtilmiştir:
“Görevin belirlenmesi ve niteliği
MADDE 1- (1) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.

Asliye hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.

Ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında görev
MADDE 3- (İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 16/2/2012 tarihli ve E.: 2011/35, K.: 2012/23 sayılı Kararı ile. )

Sulh hukuk mahkemelerinin görevi
MADDE 4- (1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.”

Belirtilen maddeler 6100 Kanun numaralı Hukuk Muhakemeleri Kanunundan direkt olarak alınmıştır.

CMK mevzuat nedir?

CMK, yani Ceza Muhakemesi Kanunu adı verilen kanun 4 Aralık 2004 yılında TBMM tarafından kabul edilmiş olan 5271 sayılı kanundur. Bu kanun 1 Haziran 2005’te resmen yürürlüğe girmiştir. 4 Nisan 1929 tarihli ve 1412 sayılı olan CMUK (Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu) yürürlükten kalkmıştır. CMK adını verdiğimiz bu kanunda belirli ilkelerin uygulanması amaçlanmıştır. Buna göre CMK Türkiye’de ceza muhakemesi işleminin nasıl işleneceği, bu kapsamda yargı sürecine katılan yetkili kişilerin (avukat, savcı, hâkim, şüpheli, tanık. Vs) hak, özgürlük ve yetkilerini korumak ve mahkemenin belirli kararlarına karşı olarak olası denetim planlarını belirlemek için ortaya konulmuş olan kurallar bütünü açıklanmaktadır.

CMK olarak kısaltılan Ceza Muhakemesi Kanununun birinci bölümü olan ‘Kapsam ve Tanımlar’ kısmı şekildeki gibi gösterilmiştir:

“Kanunun kapsamı
Madde 1 – (1) Bu Kanun, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar
ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenler.

Tanımlar
Madde 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,
b) Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç
şüphesi altında bulunan kişiyi,
c) Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı,
d) Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde
temsil eden avukatı,
e) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden
iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,
f) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen
evreyi,
g) İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından
soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,
h) Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya
kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,
i) Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun
kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek
veya bunlara katlanacak kişiyi,
j) Suçüstü:
1. İşlenmekte olan suçu,
2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar
gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği
suçu,
k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi
tarafından işlenen suçu,
l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil
dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre
esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil
kayıtlarına geçirilmeyen hapsi,
ifade eder.”

Belirtilen maddeler 5271 Sayılı CMK mevzuatından direkt olarak alınmıştır.

E-Mevzuat nedir?

E-Mevzuat adı verilen dijital ortam mevzuatı Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi tarafından kullanıma sunulmuş olan UYAP temelli UYAP Mevzuat Programı olarak geçmektedir. Buna göre UYAP Mevzuat Programı ile mobil ortamda UYAP Mobil Mevzuat gerekliliklerine kolayca ulaşılabilmektedir. E-mevzuat kapsamında UYAP Mobil Mevzuat uygulaması geliştirilmiş olup mobil telefonlara yüklenebilmektedir. Bu uygulama ile birlikte;

• Güncel olan mevzuatlara ulaşma
• Değiştirilmiş olan kanun metinlerinin eski hallerine ulaşma
• Mevzuat sorgulama işlemlerine
• İçtihat sorgulama işlemlerine
• Bugüne kadarki tüm anayasa mahkeme kararları düzenlemelerine
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye’ye ilişkin aldığı tüm kararlara
• Yargıtay emsal kararlarına
• Danıştay emsal kararlarına
• Uyuşmazlık mahkemesi kararlarına
erişme olanağı sağlanmıştır.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makalelerimiz

Pareto Analizi

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

Ücret Yönetim Sistemi

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

Transfer Fiyatlandırması

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız

Markalaşma

Makaleyi Okumak İçin Tıklayınız