Üretken Olmak İçin İki Seçeneğimiz Var: Bahane mi? Çözüm mü?
“Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun.”
Hava durumunu sunan genç hanım bir zamanlar her akşam aynı cümleyi sarf ederdi. Bizse pazartesi sendromuna takılı kaldık. Yani bu cümlenin anlamını kavrayamadık, bizim üzerimizde bir etkisi olmadı. Anlayabilsek hayat hergün ne kadar güzel başlarmış bizim için aslında…
Ama duyduğuma göre artık pazartesi günü sendrom olmaktan kurtulmuş. Salı daha sendromlu geçiyormuş. Çünkü hafta sonunun motivasyonu pazartesiyi kurtarıyormuş. Salı, bunalım günü olmaya daha elverişliymiş.
Bunalımlı hâllerimiz yalnızca günlerle sınırlı değil. Sabah kalktığında hava kapalıysa, içi kararan, yağmurlu havada evden çıkmayı istemeyen negatif yüklü olan insanlar var. Biliyoruz çoğumuz aslında, yağmur, bir mucize, doğanın şarkısı, toprağın bereketi, suyu, hayat kaynağımız değil mi?
Bu olumsuz bakış açısına sahip insanlar, o gün onlar için nasıl başlarsa günün öyle geçeceğini bilmeliler. Onlar, akşam olsa da yatsak diye içinden geçirip bir türlü günü bitiremeyenler. Her şey o günde, olumsuzluklar hem üst üste hem de üstlerine doğru geliyor.
Hayatta iki seçeneğimiz var. Proaktif veya reaktif olmak... Bütün mesele bu... Tercih bizim...
Proaktif olan öngörülü ve olumlu insanlar daha pozitif yaşarlar, hayatlarını kendi yönetebilen ve şekillendirebilen kişiler, kötü hava koşullarından çok az etkilenirler. Psikolojileri için dizginleri ellerinde tutarlar.
Proaktif insanlar, hiçbir başarısızlık için bahane üretmezler. Mazeretlerin arkasına sığınmazlar. En zor koşullar altında bile mutlaka yapabilecek bir şeylerin olduğuna inanırlar.
Olumsuz cümleler kurmak yerine olumlu düşünürler. Pozitif enerji yüklüdürler. Azimlidirler. İnanırlar. Severler sevilirler…
Sorunlardan çok çözüm odaklı olurlar, asla çaresiz hissetmezler.
Reaktif insanlar ise, ön yargılıdırlar, havadan olumsuz etkilenen, bahanelerle yaşamayı kendilerine amaç edinen, çoğu zaman çaresiz, umutsuz ve hedefsiz kişilerdir. Çoğu zaman sorunun bir parçası olmayı tercih ederler.
En olumlu durumlarda bile cımbızla içinden bir olumsuzluk çeker, ona takılırlar. Yapacak bir şey yok, buraya kadarmış diyenler onlar.
Kırılgan, muhtaç ve sevimsizdirler. Haklarının yendiğini savunarak hak arayan, ancak haksız yere hem kendini hem de etrafı yoranlar.